Van Büyükşehir Belediyesi’nde nöbet üçüncü gününde: ‘Nereye kadar gidecek?’

VAN – Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’a 3 yıl 9 ay mahpus cezası verilmesinin akabinde, kayyım atanma ihtimaline rağmen, belediye binası önünde başlayan nöbet hareketi üçüncü gününde devam ediyor.

Zeydan’ın, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasıyla eş vakitli olarak başlayan nöbet aksiyonunda iki gece geride kaldı. Belediye binası önünde bulunanlar, soğuk havaya karşın geceyi Büyükşehir Belediyesi önünde, ateş başında geçirdi.

Nöbet hareketi devam ederken, Eş Liderler Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal da belediye binasından ayrılmadı. DEM Partili birçok milletvekili de geceyi, halkla bir arada, belediye binası önünde geçirdi.

CHP VE SAADET VİLAYET LİDERLERİ DA KARARA REAKSİYON GÖSTERDİ

Mahkemenin Zeydan’a ait kararının akabinde, Van’da bulunan öteki siyasi partilerin de yöneticileri açıklamalar yaptı. Nöbet aksiyonunu ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden karara reaksiyon gösterdi. Bedirhanoğlu, yaptığı paylaşımda “Bugün burada bir ortaya gelen herkes, adaletin, hak ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olarak ortak bir irade ortaya koymaktadır. Toplumun her kesitinden insanın birlik ve beraberlik içinde olması, haksızlıklara karşı verilen çabanın en güçlü göstergesidir. Demokratik kıymetlerimizi, hukukun üstünlüğünü ve toplumsal barışı korumak ismine gösterdiğimiz bu kararlılık, geleceğe olan inancımızın bir yansımasıdır” dedi.

Saadet Partisi Van Vilayet Lideri Özay İlhan da kayyım uygulamalarına yönelik açıklamalarda bulundu. İlhan, yaptığı açıklamada, Van’ın son 8,5 yılın 7 yılını kayyum idaresi altında geçirdiğini belirterek, bu uygulamanın kente hiçbir yarar sağlamadığını söz etti.

Öte yandan, nöbetin ikinci gecesinde Gazete Duvar’ın YouTube canlı yayınına katılan Eş Liderler Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal değerli açıklamalar da bulundu. Zeydan, konuşmasında “85 milyona soralım. Biz ne yapalım?” dedi.

Zeydan’ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

ÇIK MERTÇE SENİ VATANDAŞLIKTAN ÇIKARIYORUM DE: Bu beşerler bir irade ortaya koydular. Karda-kışta gidip, seçimde oy kullandılar. Zati son yıllarda Kürtler’in vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu tek şey bu oydur. Yani, sen lisanını tanımıyorsun, kültürünü tanımıyorsun, zulmediyorsun, seçilmişini tanımıyorsun, belediyelerini tanımıyorsun. Artık sen ne yapacaksın pekala? Çık mertçe, ‘Seni vatandaşlıktan çıkarıyorum. Seni vatandaş olarak görmüyorum. Ben bütün insani hislerimi kaybetmişim. Ben hak da yerim. Ben adaletsizlik de yaparım. Ben burada yaşayan 1 milyon 200 bin insanı, insan olarak görmüyorum. Onların bir iradeleri yok” de. Pekala bu nereye kadar bu türlü gidecek?

KÜRTLER BARIŞ İÇİN ÇIRPINIRKEN EN AĞIR BEDELİ VERDİ: Israrla Kürtler bu kadar zulüm, bu kadar adaletsizlik görmelerine karşın, bu kadar barış için çırpınırken, birlikte onurlu ve özgür hayatı tesis etmeye çalışırken, kan dursun diye feryat ederken en ağır bedeli verdi. Savaşı isteyenler güya biz savaşı istiyormuşuz üzere bir algıyla karşı karşıya bırakmaya çalıştı. Bütün bunlara karşın Kürtler, özgür hayat iradesini ortaya koyuyor. Lakin se ısrarla Kürtleri siyaset dışına itmeye çalışıyorsun. Bunun kime ne yararı var?

85 MİLYONA SORALIM, BİZ NE YAPALIM: Pekala ne yapsın Kürtler? Esasen onların bir vicdanı kalmamış. Biz vicdan sahibi, adaletten ve demokrasiden yana olan 85 milyona soralım. Biz ne yapalım? Bize bir deva bulun. Biz bu kadar tutuklanıyoruz. Eş Genel Liderlerimiz Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hala zindanlarda. Bekir Kaya, Rojbin Çetin, Nazmi Gür hala zindanlarda. Seçilmiş belediye eş liderleri, milletvekilleri zindanlarda. Buna karşın biz ‘Bu ülkenin kurtuluşu diyalogtur’ diyoruz. Bu ülkenin kurtuluşu müzakeredir. Bu ülkenin kurtuluşu ortak akılda, toplumsal akılda buluşmaktır. Gereğince bu çatışmalı süreçlerden acı çekti bu halk. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Yeter!”