Almanya’dan ABD Başkan Yardımcısı Vance’e tepki: ‘Kabul edilemez’

Almanya’da dün başlayan 61’inci Münih Güvenlik Konferansı’na katılan ABD Lider Yardımcısı JD Vance, 23 Şubat’taki erken seçimler yaklaşırken, faşist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Eşbaşkanı ve başbakan adayı Alice Weidel ile görüştü.

The Guardian gazetesinin aktardığına nazaran, Vance, mevcut Federal Başbakan ve Toplumsal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz ile ise bir ortaya gelmedi. ABD’deki Donald Trump idaresinde ‘Hükümet Verimliliği Departmanı’na (DOGE) başkanlık eden milyarder iş insanı Elon Musk’ın da açık dayanak verdiği Weidel ile Trump’ın yardımcısının 14 Şubat Cuma günü yaptıkları görüşmede, dördüncü yılına yaklaşan Rusya-Ukrayna savaşını, Almanya siyasetini ve Almanya’da 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra demokratik partilerin faşist partilerle mümkün koalisyona karşı çektiği ‘güvenlik duvarını’ ele aldığı belirtildi. Vance’in Scholz ile görüşmediği söz edilirken, daha evvel Politico’ya konuşan eski bir ABD’li yetkili, “Onu (Scholz) görmemize gerek yok, uzun mühlet başbakan olmayacak” demişti.

SCHOLZ: BU, ÇOK SAĞCI PARTİLERE KARŞI BİR GÜVENLİK DUVARI

Vance, dün Münih Güvenlik Konferansı’nda bir konuşma da yaptı. Vance, Avrupa hükümetlerini ‘göç konusunda seçmenlerin telaşlarını görmezden gelmek, söz özgürlüğü ve siyasi muhaliflere yönelik sansürleri’ nedeniyle eleştirdi. Avrupalıları ‘demokrasiye yönelik tehdit’ konusunda uyaran Vance, Almanya’da siyasalların AfD ile ortalarına aralık koyma tartışmalarına dolaylı olarak atıfla, “Güvenlik duvarlarına yer yok” dedi.

Vance’in açıklamalarına Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Savunma Bakanı Boris Pistorius’tan tepki geldi. Scholz toplumsal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda, “ABD Lider Yardımcısı Vance’in Münih Güvenlik Konferansı’nda söylediklerini katiyetle reddediyorum” dedi. Scholz ayrıyeten Almanya’daki demokratik partilerin Nasyonal Sosyalizm tecrübesinden hareketle ortak bir konsensüse sahip olduğunu belirterek, “Bu, çok sağcı partilere karşı bir güvenlik duvarıdır” tabirlerini kullandı.

PİSTORİUS: KABUL EDİLEMEZ

Savunma Bakanı Pistorius da Avrupa’da ‘demokrasi açığı’ bulunduğunu savunan ABD Lider Yardımcısı JD Vance’in bu konuşmasının ‘kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Boris Pistorius, konferansta, JD Vance’in kelamlarına karşılık vermek üzere, daha evvel planladığı konuşmayı değiştirdiğini açıkladı. Vance’in yalnızca Almanya değil, tüm Avrupa demokrasisini sorguladığını belirten Pistorius, “Kendisini hakikat anladıysam, Avrupa’da birtakım bölgelerdeki durumu, birtakım otoriter rejimlerdeki durumla karşılaştırıyor. Bayanlar ve baylar, bu kabul edilemez. Bu benim içinde yaşadığım ve şu anda uğruna kampanya yürüttüğüm Avrupa ve demokrasi değil” değerlendirmesinde bulundu.

Demokrasinin ‘sesi çok çıkan azınlığın otomatik olarak haklı olduğu ve gerçeği belirlediği’ manasına gelmeyeceğini vurgulayan Pistorius, “Demokrasi, kendisini yok etmeye çalışan aşırılık yanlılarına karşı kendini savunabilmelidir” sözünü kullandı.

Ukrayna’nın Rusya ile yapılacak barış müzakerelerinde etkin rol oynaması gerektiğini vurgulayan Pistorius, “Ukrayna’nın güçlü bir durumda müzakere etmesi gerekiyor ve Almanya, bu hususta Ukrayna’ya yardımcı olmaya devam edecek” diye konuştu. Pistorius, transatlantik ittifakının Ukrayna’da mümkün bir barış için görüşmeler başlamadan evvel hiçbir şeyi masadan kaldırmaması gerektiğini savunarak, Ukrayna’nın NATO’ya iştirakinin muhtemel barış görüşmelerinin bir modülü olması gerektiğini söyledi.

VANCE NE DEDİ?

Dün Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan ABD Lider Yardımcısı Vance, Avrupa’nın güvenliği konusunda Trump idaresinin ‘çok endişeli’ olduğunu lisana getirdi. Vance, Rusya ile Ukrayna ortasında makul bir mutabakata varılabileceğine de inandıklarını belirtti.

Vance, “Ayrıca önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın kendi savunmasını sağlamak için büyük bir adım atmasının değerli olduğuna inanıyoruz. Avrupa’ya karşı en çok endişelendiğim tehdit Rusya, Çin yahut öteki bir dış aktör değil, endişelendiğim şey içeriden gelen tehdit” dedi.

Avrupa’yı ABD ile paylaştığını savunduğu ‘ifade özgürlüğü’ üzere en temel pahaların kimilerinden geri çekilmekle eleştiren Vance, “Ne yazık ki bugün Avrupa’ya baktığımda, Soğuk Savaş’ın galiplerinin başına ne geldiğini bazen çok net anlayamıyorum” diye konuştu. “Burada temsil edilen ulusların karşı karşıya olduğu tüm baskılar, zorluklar ortasında bugün kitlesel göçten daha acil bir şey olmadığına inanıyorum” diyen Vance, Avrupalı yetkililere kıtadaki ‘düzensiz göçü’ durdurma daveti yaptı.

Almanya’da yaşayan neredeyse her beş bireyden birinin yurt dışından gelen göçmen olmasını örnek gösteren Vance, “Bu kıtadaki hiçbir seçmen, milyonlarca denetlenmemiş göçmene kapıları açmak için sandık başına gitmedi” tabirini kullandı.

‘BİZ THUNBERG’E DAYANIYORSAK SİZ DE MUSK’A DAYANABİLİRSİNİZ’

Anadolu Ajansı’nın aktardığına nazaran, Vance, Avrupa’da insanların ‘kontrolden çıkan göçü sona erdirmeyi’ vadeden siyasi başkanlara oy verdiğine dikkat çekerek, “Bu büyük soruları sandıkta karara bağlamak demokrasinin işidir. İnsanları reddetmenin, telaşlarını görmezden gelmenin, daha da kötüsü, medyayı ve seçimleri kapatmanın yahut insanları siyasi süreçten dışlamanın hiçbir şeyi korumadığına inanıyorum” diye konuştu.

İfade özgürlüğünün demokrasi için kaçınılmaz olduğuna ve demokrasilerde ‘güvenlik duvarına yer olmadığına’ işaret eden Vance, vatandaşların seçimlerinin yanı sıra ülke dışından gelecek tenkitler konusunda İsveçli iklim eylemcisi Greta Thunberg ile milyarder iş insanı Elon Musk’ı örnek gösterdi. Vance, “Bana itimadın, bunu tüm mizahımla söylüyorum, şayet Amerikan demokrasisi Greta Thunberg’in 10 yıllık azarına dayanabiliyorsa, sizler de Elon Musk’ın birkaç ayına dayanabilirsiniz” sözünü kullandı.

Vance, konferanstaki konuşmasında ayrıyeten Trump idaresinin, Avrupalıların kendi kıtalarının geleceğinde daha büyük rol oynaması gerektiğine inandığını hatırlatarak, “Bu yük paylaşımı terimini duymadığınızı düşünüyoruz. Avrupa (kendi güvenliği için) öne çıkarken, ABD’nin dünyanın büyük tehlike altındaki bölgelerine odaklanmasının, birlikte paylaşılan bir ittifakın kıymetli bir kesimi olduğunu düşünüyoruz” dedi.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)